-
Türklerin İlk Yazılı Belgeleri
Türk tarihinin en önemli kaynaklarından biri, hiç şüphesiz ki yazılı belgelerdir. Bu belgeler, Türklerin dili, kültürü, inançları, sosyal yapısı ve tarihi hakkında paha biçilmez bilgiler sunar. Bu makalede, Türklerin ilk yazılı belgelerini kronolojik bir sırayla ele alacak, her bir belge türünü derinlemesine inceleyecek ve bu belgelerin Türk tarihi ve kültürü açısından önemini tartışacağız.
Türklerin yazılı tarihi, Orta Asya bozkırlarında başlar ve zaman içinde geniş bir coğrafyaya yayılır. Bu yazılı belgeler, taş yazıtlardan el yazmalarına, sikke yazılarından resmi belgelere kadar geniş bir yelpazede karşımıza çıkar. Her biri, Türk tarihinin farklı bir dönemine ışık tutar ve bize geçmişin sesini duyurur.
Bu makalede, Türklerin ilk yazılı belgelerini şu başlıklar altında inceleyeceğiz:
- Orhun Yazıtları
- Yenisey Yazıtları
- Tonyukuk Yazıtı
- Irk Bitig
- Divanü Lugati’t-Türk
- Kutadgu Bilig
- Codex Cumanicus
- Eski Uygur Metinleri
- Karahanlı Dönemi Eserleri
- Göktürk Dönemi Diğer Yazıtlar
- Erken İslami Dönem Türk Yazılı Belgeleri
Her bir bölümde, ilgili yazılı belgenin tarihsel bağlamını, içeriğini, dilbilimsel özelliklerini ve kültürel önemini detaylı bir şekilde ele alacağız. Ayrıca, bu belgelerin modern Türk dili ve kültürü üzerindeki etkilerini de değerlendireceğiz.
2. Orhun Yazıtları
2.1. Tarihsel Bağlam
Orhun Yazıtları, Türk tarihinin en eski ve en önemli yazılı belgelerinden biridir. Bu yazıtlar, 8. yüzyılın ilk yarısında, İkinci Göktürk Kağanlığı döneminde dikilmiştir. Yazıtlar, Moğolistan‘ın Orhun Vadisi’nde bulunmaktadır ve bu nedenle Orhun Yazıtları olarak adlandırılmıştır.
Orhun Yazıtları, üç ana anıttan oluşur:
- Kül Tigin Yazıtı (732)
- Bilge Kağan Yazıtı (735)
- Tonyukuk Yazıtı (720-725 civarı)
Bu yazıtlar, Göktürk veya Orhun alfabesi olarak bilinen bir alfabe ile yazılmıştır. Bu alfabe, Türklerin kullandığı ilk özgün alfabedir ve 38 harften oluşur.
2.2. İçerik ve Önemi
Orhun Yazıtları, Türk tarihinin, dilinin ve kültürünün anlaşılması açısından paha biçilmez bir değere sahiptir. Bu yazıtlar, Türk devlet geleneği, sosyal yapı, inanç sistemi ve dış ilişkiler hakkında önemli bilgiler sunar.
Kül Tigin Yazıtı, Bilge Kağan‘ın kardeşi Kül Tigin‘in anısına dikilmiştir. Yazıt, Kül Tigin’in kahramanlıklarını anlatır ve Türk milletine öğütler verir. Örneğin, yazıtta şu ünlü sözler yer alır:
“Türk milleti, tokluğun kıymetini bilmezsin. Acıkınca tokluk ne imiş, onu düşünmezsin. Bir doysan açlığı düşünmezsin.“
Bilge Kağan Yazıtı, Bilge Kağan‘ın kendi dönemini ve başarılarını anlatır. Bu yazıt, Türk devlet yönetimi ve diplomasi anlayışı hakkında önemli bilgiler sunar. Örneğin:
“Üstte mavi gök, altta yağız yer yaratıldığında, ikisi arasında insanoğlu yaratılmış. İnsanoğlunun üzerine atalarım dedelerim Bumin Kağan ve İstemi Kağan tahta oturmuş.“
Tonyukuk Yazıtı, Bilge Tonyukuk tarafından kendi hayatını ve başarılarını anlatmak üzere dikilmiştir. Bu yazıt, Türk devlet adamlığı ve stratejik düşünce hakkında önemli bilgiler sunar.
2.3. Dilbilimsel Özellikler
Orhun Yazıtları, Eski Türkçe’nin en eski örneklerini sunar. Bu yazıtlarda kullanılan dil, modern Türkçe’nin atası olarak kabul edilir. Yazıtlarda kullanılan dil, şu özelliklere sahiptir:
- Agglutinative (eklemeli) yapı: Türkçe’nin temel özelliği olan ekleme yöntemi, bu yazıtlarda açıkça görülür.
- Vokal uyumu: Türkçe’nin önemli bir özelliği olan sesli uyumu, bu yazıtlarda mevcuttur.
- SOV (Özne-Nesne-Yüklem) sözdizimi: Modern Türkçe’de de devam eden bu sözdizimi yapısı, Orhun Yazıtları’nda görülür.
- Zengin kelime hazinesi: Yazıtlarda, Türkçe’nin zengin kelime hazinesi ve ifade gücü açıkça görülür.
2.4. Kültürel Önemi
Orhun Yazıtları, Türk kültürü ve kimliği açısından büyük öneme sahiptir. Bu yazıtlar:
- Türk milli bilincinin ilk yazılı ifadesidir.
- Türk devlet geleneğinin temel prensiplerini ortaya koyar.
- Türk dili ve edebiyatının en eski örneklerini sunar.
- Türk tarih yazıcılığının ilk örneklerini oluşturur.
- Türk sanatının (taş işçiliği ve kaligrafi) önemli örneklerini temsil eder.
3. Yenisey Yazıtları
3.1. Tarihsel Bağlam
Yenisey Yazıtları, Güney Sibirya‘da, özellikle Yenisey Nehri havzasında bulunan bir dizi yazıttır. Bu yazıtlar, 6. yüzyıldan 10. yüzyıla kadar uzanan bir dönemi kapsar ve çoğunlukla mezar taşları üzerine yazılmıştır.
Yenisey Yazıtları, Orhun Yazıtları’ndan daha eski olduğu düşünülen bazı örnekler içerir. Bu nedenle, bazı dilbilimciler tarafından Türklerin bilinen en eski yazılı belgeleri olarak kabul edilir.
3.2. İçerik ve Önemi
Yenisey Yazıtları, genellikle kısa metinlerden oluşur ve çoğunlukla ölen kişinin hayatı, başarıları ve ailesine dair bilgiler içerir. Bu yazıtlar, Türk toplumunun sosyal yapısı, inanç sistemi ve günlük yaşamı hakkında önemli ipuçları sunar.
Örnek bir Yenisey Yazıtı metni şöyledir:
“Ben Kül İç Çor’um. Yirmi üç yaşımda öldüm. Altı bag bodunda beg idim. Sizden ayrıldım.“
Bu kısa metin bile, Türk toplumundaki yaş, unvan ve sosyal statü kavramları hakkında bilgi verir.
3.3. Dilbilimsel Özellikler
Yenisey Yazıtları, Orhun Yazıtları ile benzer bir alfabe kullanır, ancak bazı farklılıklar gösterir. Bu yazıtlardaki dil, Eski Türkçe’nin erken bir formudur ve şu özelliklere sahiptir:
- Daha arkaik kelime formları: Yenisey Yazıtları’nda kullanılan bazı kelimeler, Orhun Yazıtları’ndaki formlarından daha eski görünür.
- Bölgesel dil özellikleri: Farklı bölgelerde bulunan yazıtlar, bölgesel dil farklılıklarını yansıtır.
- Kısa ve öz anlatım: Mezar taşları üzerine yazıldığı için, metinler genellikle kısa ve özdür.
3.4. Kültürel Önemi
Yenisey Yazıtları, Türk kültürü açısından şu açılardan önemlidir:
- Türk ölüm ve cenaze gelenekleri hakkında bilgi verir.
- Türk boy ve aile yapısı hakkında ipuçları sunar.
- Türk unvan ve rütbe sistemi hakkında bilgi sağlar.
- Erken dönem Türk inançları hakkında ipuçları verir.
- Türk dili ve yazısının yayılım alanını gösterir.
4. Tonyukuk Yazıtı
4.1. Tarihsel Bağlam
Tonyukuk Yazıtı, İkinci Göktürk Kağanlığı dönemine ait bir anıttır. 720-725 yılları arasında dikildiği tahmin edilmektedir. Yazıt, Bilge Tonyukuk tarafından kendi hayatını ve başarılarını anlatmak üzere yazdırılmıştır.
Bilge Tonyukuk, Kutlug İlteriş Kağan, Kapgan Kağan ve Bilge Kağan dönemlerinde vezirlik yapmış, Göktürk Devleti’nin yeniden kuruluşunda ve güçlenmesinde önemli rol oynamış bir devlet adamıdır.
4.2. İçerik ve Önemi
Tonyukuk Yazıtı, iki taş üzerine yazılmış toplam 62 satırdan oluşur. Yazıt, Tonyukuk’un hayatını, askeri ve siyasi başarılarını, Göktürk Devleti’nin yeniden kuruluş sürecini ve karşılaşılan zorlukları anlatır.
Yazıtın en önemli özelliklerinden biri, bir devlet adamının kendi ağzından olayları anlatmasıdır. Bu, Türk tarih yazıcılığı açısından önemli bir gelişmedir.
Yazıttan bir örnek:
“Ben bilge Tonyukuk. Çin ilinde doğdum, büyüdüm. Türk milleti Çin’e tabi idi. Türk milleti hanını bulamayıp Çin’den ayrıldı, hanlı oldu. Hanını bırakıp yine Çin’e tabi oldu. Tanrı şöyle demiş olmalı: Han verdim, hanını bırakıp tabi oldun. Tabi olduğun için Tanrı öldürmüş olmalı.“
Bu pasaj, Tonyukuk’un siyasi görüşlerini ve Türk-Çin ilişkilerine bakışını yansıtır.
4.3. Dilbilimsel Özellikler
Tonyukuk Yazıtı, Orhun Yazıtları ile aynı alfabeyi kullanır ve benzer dilbilimsel özellikler gösterir. Ancak, Tonyukuk Yazıtı’nın dili biraz daha karmaşık ve sofistikedir. Bunun nedeni, yazıtın bir devlet adamı tarafından yazılmış olması ve daha karmaşık siyasi ve askeri konuları ele almasıdır.
Yazıtın dilbilimsel özellikleri şunlardır:
- Karmaşık cümle yapıları: Tonyukuk Yazıtı, Orhun Yazıtları’na göre daha uzun ve karmaşık cümleler içerir.
- Zengin kelime hazinesi: Yazıt, askeri ve siyasi terminoloji açısından zengindir.
- Birinci şahıs anlatımı: Tonyukuk’un kendi ağzından yazılmış olması, birinci şahıs anlatımının kullanılmasına neden olmuştur.
- Retorik unsurlar: Yazıtta, ikna edici ve etkileyici bir dil kullanılmıştır.
4.4. Kültürel Önemi
Tonyukuk Yazıtı, Türk kültürü ve tarihi açısından şu nedenlerle önemlidir:
- Türk devlet adamlığı ve liderlik anlayışı hakkında bilgi verir.
- Türk askeri stratejisi ve savaş taktikleri hakkında ipuçları sunar.
- Türk-Çin ilişkileri hakkında birinci elden bilgi sağlar.
- Türk siyasi düşüncesinin erken bir örneğini temsil eder.
- Türk tarih yazıcılığının gelişimini gösterir.
5. Irk Bitig
5.1. Tarihsel Bağlam
Irk Bitig, 9. yüzyılda yazıldığı tahmin edilen bir fal kitabıdır. Bu eser, Eski Uygur Türkçesi ile yazılmıştır ve Dunhuang bölgesinde bulunan Bin Buda Mağaraları‘nda keşfedilmiştir. Irk Bitig, Türklerin İslamiyet öncesi inanç sistemleri ve kültürel pratikleri hakkında önemli bilgiler sunar.
5.2. İçerik ve Önemi
Irk Bitig, 65 fal metninden oluşur. Her metin, bir durumu veya olayı tasvir eder ve bunun yorumunu sunar. Bu fallar, günlük yaşamdan, doğadan ve hayvanlardan alınan örneklerle açıklanır.
Örnek bir fal metni:
“Ak atlı yol tanrısı ben. İnsanoğluna elçi geldim, der. Öylece biliniz: (Bu fal) iyidir.“
Bu kısa metin bile, Türklerin eski inanç sistemleri, doğa ile ilişkileri ve dünya görüşleri hakkında ipuçları sunar.
5.3. Dilbilimsel Özellikler
Irk Bitig, Eski Uygur Türkçesi ile yazılmıştır ve şu dilbilimsel özelliklere sahiptir:
- Uygur alfabesi: Eser, Uygur alfabesi ile yazılmıştır, bu da Türklerin farklı alfabeleri kullanma yeteneğini gösterir.
- Zengin kelime hazinesi: Irk Bitig, günlük yaşam, doğa ve inanç sistemleri ile ilgili zengin bir kelime hazinesi sunar.
- Kısa ve öz anlatım: Fal metinleri genellikle kısa ve özdür, bu da Türkçe’nin ifade gücünü gösterir.
- Sembolik dil: Eserde sıkça sembolik ve metaforik bir dil kullanılmıştır.
5.4. Kültürel Önemi
Irk Bitig, Türk kültürü açısından şu nedenlerle önemlidir:
- Türklerin İslamiyet öncesi inanç sistemleri hakkında bilgi verir.
- Türk fal ve kehanet gelenekleri hakkında önemli bir kaynaktır.
- Türklerin doğa ve hayvanlarla ilişkisi hakkında ipuçları sunar.
- Türk edebiyatının erken bir örneğini temsil eder.
- Türk dünya görüşü ve değer yargıları hakkında bilgi sağlar.
6. Divanü Lugati’t-Türk
6.1. Tarihsel Bağlam
Divanü Lugati’t-Türk, Kaşgarlı Mahmud tarafından 1072-1074 yılları arasında yazılmış kapsamlı bir Türkçe-Arapça sözlüktür. Eser, Karahanlı Türkçesi dönemine aittir ve Türk dili, tarihi ve kültürü hakkında paha biçilmez bilgiler içerir.
6.2. İçerik ve Önemi
Divanü Lugati’t-Türk, sadece bir sözlük değil, aynı zamanda bir ansiklopedi niteliğindedir. Eser, Türk dili, lehçeleri, atasözleri, deyimleri, şiirleri, coğrafyası, tarihi ve kültürü hakkında geniş bilgiler sunar.
Eserin en önemli özelliklerinden biri, Türkçe’yi Araplara öğretmek amacıyla yazılmış olmasıdır. Bu, Türkçe’nin o dönemde ne kadar önemli bir dil olduğunu gösterir.
Eserden bir örnek:
“Türk dilini öğreniniz, çünkü onların uzun sürecek saltanatları vardır.“
Bu cümle, Kaşgarlı Mahmud’un Türkçe’nin geleceğine dair öngörüsünü yansıtır.
6.3. Dilbilimsel Özellikler
Divanü Lugati’t-Türk, Türk dili tarihi açısından çok önemli bir kaynaktır. Eserin dilbilimsel özellikleri şunlardır:
- Kapsamlı kelime hazinesi: Eser, 7500’den fazla Türkçe kelime içerir.
- Lehçe bilgisi: Kaşgarlı Mahmud, farklı Türk boylarının lehçeleri hakkında detaylı bilgiler sunar.
- Fonetik bilgiler: Eser, Türkçe’nin ses yapısı hakkında önemli bilgiler içerir.
- Gramer açıklamaları: Türkçe’nin gramer yapısı, Arapça ile karşılaştırmalı olarak açıklanır.
- Etimolojik bilgiler: Bazı kelimelerin kökenleri hakkında bilgiler verilir.
6.4. Kültürel Önemi
Divanü Lugati’t-Türk, Türk kültürü açısından şu nedenlerle çok önemlidir:
- Türk dili tarihinin en önemli kaynaklarından biridir.
- Türk folkloru ve edebiyatı hakkında zengin malzeme sunar.
- Türk coğrafyası ve tarihi hakkında önemli bilgiler içerir.
- Türk boyları ve yaşam tarzları hakkında detaylı bilgiler verir.
- Türk-Arap kültürel etkileşimini yansıtır.
- Türk dünya görüşü ve değer yargıları hakkında ipuçları sunar.
7. Kutadgu Bilig
7.1. Tarihsel Bağlam
Kutadgu Bilig, Yusuf Has Hacib tarafından 1069-1070 yılları arasında yazılmış bir eserdir. Karahanlı Türkçesi ile yazılan bu eser, İslami Türk edebiyatının ilk büyük eseri olarak kabul edilir. Kutadgu Bilig, Karahanlı Devleti hükümdarı Tabgaç Buğra Han‘a sunulmuştur.
7.2. İçerik ve Önemi
Kutadgu Bilig, “Mutluluk Veren Bilgi” anlamına gelir ve bir siyasetname (devlet yönetimi kitabı) niteliğindedir. Eser, ideal bir devlet ve toplum düzenini anlatır. Dört ana karakter üzerinden devlet yönetimi, adalet, akıl ve kanaat gibi kavramları tartışır:
- Kün-Toğdı (Hükümdar): Adaleti temsil eder.
- Ay-Toldı (Vezir): Mutluluğu temsil eder.
- Ögdülmiş (Vezirin oğlu): Aklı temsil eder.
- Odgurmış (Vezirin kardeşi): Kanaati temsil eder.
Eserden bir örnek:
“Bilgi ile göğe yol bulunur, bilgi ile denizde yol alınır.“
Bu cümle, Yusuf Has Hacib’in bilgiye verdiği önemi gösterir.
7.3. Dilbilimsel Özellikler
Kutadgu Bilig, Karahanlı Türkçesi’nin en önemli örneklerinden biridir. Eserin dilbilimsel özellikleri şunlardır:
- Aruz vezni: Eser, Türk edebiyatında aruz vezninin kullanıldığı ilk örneklerdendir.
- Zengin kelime hazinesi: Eser, Türkçe’nin yanı sıra Arapça ve Farsça kelimeler de içerir.
- Alegorik anlatım: Soyut kavramlar, somut karakterler üzerinden anlatılır.
- Didaktik üslup: Eser, öğretici bir üslupla yazılmıştır.
- Mesnevi tarzı: Eser, İslami Türk edebiyatında mesnevi tarzının ilk örneklerindendir.
7.4. Kültürel Önemi
Kutadgu Bilig, Türk kültürü açısından şu nedenlerle çok önemlidir:
- Türk-İslam sentezinin ilk büyük edebi örneğidir.
- Türk devlet felsefesi ve yönetim anlayışı hakkında önemli bilgiler sunar.
- Türk ahlak ve değer yargılarını yansıtır.
- Türk edebiyatının gelişiminde önemli bir dönüm noktasıdır.
- Türk düşünce tarihinin önemli bir kaynağıdır.
- Türk dili ve edebiyatının klasik döneminin başlangıcını temsil eder.
8. Codex Cumanicus
8.1. Tarihsel Bağlam
Codex Cumanicus, 13. yüzyılın sonu ile 14. yüzyılın başı arasında yazılmış bir el yazmasıdır. Bu eser, Kıpçak Türkçesi (Kumanca) ile Latin dilleri (İtalyanca ve Almanca) arasında bir sözlük ve gramer kitabıdır. Codex Cumanicus, muhtemelen Karadeniz‘in kuzeyindeki Kıpçak bölgesinde, İtalyan tüccarlar ve Alman misyonerler tarafından oluşturulmuştur.
8.2. İçerik ve Önemi
Codex Cumanicus iki ana bölümden oluşur:
- İtalyan bölümü: Latince-Farsça-Kumanca sözlük ve gramer bilgileri içerir. Bu bölüm, ticari amaçlarla hazırlanmıştır.
- Alman bölümü: Dini metinler, bilmeceler, Kumanca şiirler ve Almanca-Kumanca sözlük içerir. Bu bölüm, misyonerlik faaliyetleri için hazırlanmıştır.
Eserden bir örnek:
“Tengri bizge bolušsun” (Tanrı bize yardım etsin)
Bu cümle, Kıpçak Türkçesi’nin yapısını ve dini terminolojisini gösterir.
8.3. Dilbilimsel Özellikler
Codex Cumanicus, Kıpçak Türkçesi’nin en önemli kaynaklarından biridir. Eserin dilbilimsel özellikleri şunlardır:
- Latin alfabesi: Eser, Türkçe’nin Latin alfabesi ile yazıldığı ilk örneklerdendir.
- Fonetik transkripsiyonlar: Kıpçak Türkçesi’nin ses yapısı, Latin alfabesi ile detaylı olarak gösterilmiştir.
- Karşılaştırmalı gramer: Kıpçak Türkçesi’nin grameri, Latin dilleri ile karşılaştırmalı olarak açıklanmıştır.
- Zengin kelime hazinesi: Eser, günlük yaşam, ticaret ve din ile ilgili geniş bir kelime hazinesi sunar.
- Deyimler ve atasözleri: Kıpçak Türkçesi’nin deyimleri ve atasözleri hakkında örnekler içerir.
8.4. Kültürel Önemi
Codex Cumanicus, Türk kültürü açısından şu nedenlerle çok önemlidir:
- Kıpçak Türkçesi‘nin en önemli yazılı kaynaklarından biridir.
- Türk-Avrupa kültürel etkileşimini yansıtır.
- Orta Çağ Türk folkloru ve edebiyatı hakkında önemli bilgiler sunar.
- Türklerin Hristiyanlıkla etkileşimi hakkında ipuçları verir.
- Türk dili tarihinin önemli bir aşamasını temsil eder.
- Türk ticaret dili ve terminolojisi hakkında bilgi sağlar.
9. Eski Uygur Metinleri
9.1. Tarihsel Bağlam
Eski Uygur metinleri, 8. yüzyıldan 14. yüzyıla kadar uzanan geniş bir dönemi kapsar. Bu metinler, Uygur Kağanlığı (744-840) ve sonrasındaki Uygur devletleri döneminde üretilmiştir. Uygurlar, Türk tarihinde Budizm ve Maniheizm gibi dinleri benimseyen ilk Türk topluluklarından biridir ve bu durum, yazılı kültürlerinin zenginleşmesine katkıda bulunmuştur.
9.2. İçerik ve Önemi
Eski Uygur metinleri, çeşitli türlerde eserler içerir:
- Dini metinler: Budist, Maniheist ve Hristiyan metinlerin çevirileri ve yorumları.
- Edebi eserler: Şiirler, destanlar, hikayeler.
- Bilimsel metinler: Tıp, astronomi, fal ve kehanet ile ilgili metinler.
- Hukuki belgeler: Sözleşmeler, vasiyetnameler, borç senetleri.
- Mektuplar ve günlük yazılar.
Örnek bir Uygur metni:
“Tängri burxan qutı küčintä” (Tanrı Buda’nın kutsallığı ve gücüyle)
Bu cümle, Uygurların Budist inancını ve Türkçe’nin dini terminolojisini yansıtır.
9.3. Dilbilimsel Özellikler
Eski Uygur metinleri, Türk dili tarihi açısından çok önemlidir. Bu metinlerin dilbilimsel özellikleri şunlardır:
- Uygur alfabesi: Metinler genellikle Uygur alfabesi ile yazılmıştır, ancak Brahmi ve Mani alfabeleri de kullanılmıştır.
- Zengin kelime hazinesi: Dini ve felsefi kavramları ifade etmek için yeni kelimeler türetilmiş veya ödünç alınmıştır.
- Karmaşık cümle yapıları: Felsefi ve dini metinlerin çevirisi, Türkçe’nin ifade gücünün artmasına neden olmuştur.
- Çeviri teknikleri: Sanskritçe, Toharca, Çince gibi dillerden yapılan çeviriler, Türkçe’nin çeviri dilini geliştirmiştir.
- Diyalekt çeşitliliği: Farklı Uygur metinleri, Türkçe’nin çeşitli diyalektlerini yansıtır.
9.4. Kültürel Önemi
Eski Uygur metinleri, Türk kültürü açısından şu nedenlerle çok önemlidir:
- Türklerin farklı dinlerle etkileşimini gösterir.
- Türk edebiyatının gelişimini yansıtır.
- Türk bilim ve felsefe tarihi için önemli bir kaynaktır.
- Türk hukuk tarihi hakkında bilgiler sunar.
- Türk sanatı ve el yazması geleneğinin gelişimini gösterir.
- Türk dili ve alfabesinin evrimini yansıtır.
- Türk-Çin ve Türk-Hint kültürel etkileşimini gösterir.
10. Karahanlı Dönemi Eserleri
10.1. Tarihsel Bağlam
Karahanlı Dönemi, 840-1212 yılları arasında hüküm süren Karahanlı Devleti zamanını kapsar. Bu dönem, Türklerin İslamiyet’i kabul etmesiyle birlikte Türk-İslam kültürünün oluşmaya başladığı bir dönemdir. Karahanlı Dönemi eserleri, Türkçe’nin İslami literatürle tanışmasını ve bu yeni kültürel ortamda nasıl geliştiğini gösterir.
10.2. Önemli Eserler ve İçerikleri
Karahanlı Dönemi’nin en önemli eserleri şunlardır:
- Divanü Lugati’t-Türk (Kaşgarlı Mahmud, 1072-1074): Daha önce detaylı olarak incelediğimiz bu eser, Türkçe-Arapça sözlük ve Türk kültürü ansiklopedisidir.
- Kutadgu Bilig (Yusuf Has Hacib, 1069-1070): Daha önce incelediğimiz bu eser, ideal devlet ve toplum düzenini anlatan bir siyasetnamedir.
- Atabetü’l-Hakayık (Edib Ahmed Yükneki, 12. yüzyıl): Ahlaki ve didaktik bir eserdir. İslami ahlak kurallarını ve erdemleri Türkçe ile anlatır.
- Divan-ı Hikmet (Ahmed Yesevi, 12. yüzyıl): Tasavvufi şiirlerden oluşan bir eserdir. Türk tasavvuf edebiyatının ilk örneklerindendir.
Atabetü’l-Hakayık’tan bir örnek:
“Bilig bildi boldı eren belgülüg, biligsiz tirigle yitük kör ölüg“
(Bilgi bilen insan belli oldu, bilgisiz yaşarken kaybolmuş ölüdür)Bu beyit, Karahanlı Dönemi’nde bilgiye verilen önemi gösterir.
10.3. Dilbilimsel Özellikler
Karahanlı Dönemi eserlerinin dilbilimsel özellikleri şunlardır:
- Karahanlı Türkçesi: Bu dönemde Türkçe, Arapça ve Farsça’nın etkisiyle yeni bir evreye girmiştir.
- Aruz vezni: İslami Türk edebiyatında aruz vezninin kullanımı bu dönemde başlamıştır.
- İslami terminoloji: Türkçe’ye birçok Arapça ve Farsça dini terim girmiştir.
- Yeni edebi türler: Mesnevi, kaside, gazel gibi İslami edebi türler Türk edebiyatına girmiştir.
- Arap alfabesi: Türkçe’nin Arap alfabesiyle yazılması yaygınlaşmıştır.
10.4. Kültürel Önemi
Karahanlı Dönemi eserleri, Türk kültürü açısından şu nedenlerle çok önemlidir:
- Türk-İslam sentezinin ilk örneklerini sunar.
- Türk dilinin İslami dönemdeki gelişimini gösterir.
- Türk edebiyatının klasik döneminin başlangıcını temsil eder.
- Türk düşünce ve felsefe tarihinin önemli kaynaklarıdır.
- Türk tasavvuf edebiyatının temellerini atar.
- Türk ahlak ve değer yargılarının İslami dönemdeki dönüşümünü yansıtır.
- Türk dili ve edebiyatının Arap ve Fars kültürleriyle etkileşimini gösterir.
11. Göktürk Dönemi Diğer Yazıtlar
11.1. Tarihsel Bağlam
Göktürk Dönemi, 552-744 yılları arasını kapsar ve Birinci Göktürk Kağanlığı (552-630) ile İkinci Göktürk Kağanlığı (682-744) dönemlerini içerir. Bu dönemde, Orhun Yazıtları dışında da birçok küçük yazıt ve kitabe bulunmuştur. Bu yazıtlar, Göktürk İmparatorluğu’nun geniş coğrafyasına yayılmış durumdadır.
11.2. Önemli Yazıtlar ve İçerikleri
Göktürk Dönemi’nin Orhun Yazıtları dışındaki önemli yazıtları şunlardır:
- Bugut Yazıtı (581): Moğolistan‘da bulunan bu yazıt, Göktürkçe ve Soğdca yazılmıştır. Budizm’in Göktürkler arasında yayılışı hakkında bilgi verir.
- Ongin Yazıtı (731): Moğolistan‘da bulunan bu yazıt, İlteriş Kağan ve Kapgan Kağan dönemlerinden bahseder.
- Küli Çor Yazıtı (723): Moğolistan‘da bulunan bu yazıt, Türk komutanı Küli Çor’un hayatını ve başarılarını anlatır.
- Suci Yazıtı (710-720 civarı): Moğolistan‘da bulunan bu yazıt, bir Türk beyinin ölümü üzerine yazılmıştır.
- Hoyd Tamir Yazıtları: Moğolistan‘da bulunan bu yazıtlar, çeşitli Türk boylarının adlarını ve damgalarını içerir.
Küli Çor Yazıtı’ndan bir örnek:
“Küli Çor ölti. Yiti yigirmi yaşıma Tabgaçka bardım.“
(Küli Çor öldü. On yedi yaşımda Çin’e gittim.)Bu cümle, Göktürk-Çin ilişkileri hakkında bilgi verir.
11.3. Dilbilimsel Özellikler
Göktürk Dönemi diğer yazıtlarının dilbilimsel özellikleri şunlardır:
- Göktürk alfabesi: Yazıtlar genellikle Göktürk alfabesi ile yazılmıştır.
- Eski Türkçe: Yazıtlarda kullanılan dil, Eski Türkçe’nin Göktürk lehçesidir.
- Kısa ve öz anlatım: Yazıtlar genellikle kısa ve öz bir anlatıma sahiptir.
- Unvan ve rütbe terminolojisi: Yazıtlarda çeşitli Türk unvan ve rütbeleri kullanılmıştır.
- Tarih belirtme yöntemleri: Olayların tarihleri genellikle on iki hayvanlı Türk takvimi kullanılarak belirtilmiştir.
11.4. Kültürel Önemi
Göktürk Dönemi diğer yazıtları, Türk kültürü açısından şu nedenlerle önemlidir:
- Göktürk İmparatorluğu’nun siyasi ve sosyal yapısı hakkında bilgi verir.
- Türk boy ve toplulukları hakkında bilgiler sunar.
- Türk unvan ve rütbe sistemini yansıtır.
- Türk-Çin ilişkileri hakkında bilgiler içerir.
- Türk dili ve alfabesinin yayılım alanını gösterir.
- Türk tarih yazıcılığının erken örneklerini temsil eder.
- Türk inanç sistemi ve dünya görüşü hakkında ipuçları sunar.
12. Erken İslami Dönem Türk Yazılı Belgeleri
12.1. Tarihsel Bağlam
Erken İslami Dönem, Türklerin İslamiyet’i kabul etmeye başladığı 9. yüzyıldan 11. yüzyıla kadar olan dönemi kapsar. Bu dönem, Türklerin İslam medeniyeti ile tanıştığı ve yeni bir kültürel sentezin oluşmaya başladığı bir geçiş dönemidir. Bu dönemde, Türkçe’nin İslami literatürle tanışması ve yeni kavramlarla zenginleşmesi söz konusudur.
12.2. Önemli Belgeler ve İçerikleri
Erken İslami Dönem’in önemli Türk yazılı belgeleri şunlardır:
- Kuran Tercümeleri: İlk Türkçe Kuran tercümeleri bu dönemde yapılmaya başlanmıştır. Örneğin, Rylands Nüshası (12-13. yüzyıl) en eski Türkçe Kuran tercümelerinden biridir.
- İslami Türk Şiiri: Bu dönemde İslami Türk şiirinin ilk örnekleri ortaya çıkmıştır. Ahmed Yesevi‘nin (1093-1166) şiirleri bu türün en önemli örneklerindendir.
- Dini-Didaktik Eserler: İslam’ı Türklere anlatmak amacıyla yazılan eserler. Örneğin, Kutadgu Bilig bu türün önemli bir örneğidir.
- Fıkıh ve Kelam Eserleri: İslam hukuku ve teolojisi ile ilgili Türkçe eserler yazılmaya başlanmıştır.
Ahmed Yesevi’nin bir şiirinden örnek:
“Hikmet söyler dilim, Hakk’a âşık olalı, Gönlüm yanıp tutuştu, Hakk’ı bulalı.“
Bu beyitler, Türk tasavvuf şiirinin erken bir örneğini temsil eder.
12.3. Dilbilimsel Özellikler
Erken İslami Dönem Türk yazılı belgelerinin dilbilimsel özellikleri şunlardır:
- Arap alfabesi: Türkçe’nin Arap alfabesiyle yazılması yaygınlaşmıştır.
- İslami terminoloji: Türkçe’ye birçok Arapça ve Farsça dini terim girmiştir.
- Yeni edebi türler: Gazel, kaside, mesnevi gibi İslami edebi türler Türk edebiyatına girmiştir.
- Aruz vezni: İslami Türk şiirinde aruz vezni kullanılmaya başlanmıştır.
- Çeviri teknikleri: Arapça ve Farsça’dan yapılan çeviriler, Türkçe’nin ifade gücünü artırmıştır.
12.4. Kültürel Önemi
Erken İslami Dönem Türk yazılı belgeleri, Türk kültürü açısından şu nedenlerle önemlidir:
- Türk-İslam sentezinin başlangıcını temsil eder.
- Türk dilinin İslami literatürle tanışmasını gösterir.
- Türk edebiyatının yeni türlerle zenginleşmesini sağlar.
- Türk düşünce ve felsefe tarihinin İslami dönemdeki gelişimini yansıtır.
- Türk tasavvuf edebiyatının temellerini atar.
- Türk dili ve edebiyatının Arap ve Fars kültürleriyle etkileşimini gösterir.
- Türklerin İslamiyet’i anlama ve yorumlama biçimlerini yansıtır.
13. Sonuç
Türklerin ilk yazılı belgeleri, Türk tarihinin, dilinin ve kültürünün anlaşılması açısından paha biçilmez bir değere sahiptir. Bu belgeler, Türklerin geniş bir coğrafyaya yayılmış, çeşitli kültürlerle etkileşim içinde olan, zengin bir dil ve edebiyat geleneğine sahip bir millet olduğunu göstermektedir.
Bu makalede incelediğimiz yazılı belgeler, Orhun Yazıtları’ndan başlayarak, Yenisey Yazıtları, Tonyukuk Yazıtı, Irk Bitig, Divanü Lugati’t-Türk, Kutadgu Bilig, Codex Cumanicus, Eski Uygur Metinleri, Karahanlı Dönemi Eserleri, Göktürk Dönemi Diğer Yazıtlar ve Erken İslami Dönem Türk Yazılı Belgeleri’ne kadar uzanan geniş bir yelpazede Türk yazı kültürünün gelişimini ortaya koymaktadır.
Bu belgeler, Türklerin tarih boyunca farklı alfabeler (Göktürk, Uygur, Arap, Latin) kullandığını, çeşitli dinleri (Gök Tanrı inancı, Budizm, Maniheizm, İslamiyet) benimsediğini ve bu süreçte dillerini ve kültürlerini sürekli olarak geliştirdiklerini göstermektedir.
Türklerin ilk yazılı belgeleri, aynı zamanda Türk devlet geleneği, sosyal yapısı, inanç sistemi, ahlak anlayışı, edebiyatı ve sanatı hakkında da önemli bilgiler sunmaktadır. Bu belgeler, Türklerin sadece savaşçı bir millet değil, aynı zamanda zengin bir kültür ve medeniyet üreten bir millet olduğunu kanıtlamaktadır.
Sonuç olarak, Türklerin ilk yazılı belgeleri, Türk kimliğinin ve kültürünün anlaşılması, korunması ve gelecek nesillere aktarılması açısından büyük önem taşımaktadır. Bu belgelerin daha derinlemesine incelenmesi ve yorumlanması, Türk tarihinin ve kültürünün daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunacaktır.
14. Kaynakça
- Akar, A. (2005). Türk Dili Tarihi. Ötüken Neşriyat.
- Aksan, D. (2015). En Eski Türkçenin İzlerinde. Bilgi Yayınevi.
- Arat, R. R. (1991). Eski Türk Şiiri. Türk Tarih Kurumu Basımevi.
- Ercilasun, A. B. (2004). Başlangıçtan Yirminci Yüzyıla Türk Dili Tarihi. Akçağ Yayınları.
- Ergin, M. (2011). Orhun Abideleri. Boğaziçi Yayınları.
- Golden, P. B. (2002). Türk Halkları Tarihine Giriş. Çev. Osman Karatay. KaraM Yayınları.
- Gömeç, S. (2009). Türk Kültürünün Ana Hatları. Akçağ Yayınları.
- Kafesoğlu, İ. (1997). Türk Milli Kültürü. Ötüken Neşriyat.
- Kara, M. (2011). Ayrı Düşmüş Kelimeler. Kesit Yayınları.
- Karamanlıoğlu, A. F. (1994). Türk Dili Nereden Geliyor Nereye Gidiyor. Beşir Kitabevi.
- Korkmaz, Z. (2013). Türkiye Türkçesi Grameri Şekil Bilgisi. Türk Dil Kurumu Yayınları.
- Ögel, B. (2001). Türk Kültürünün Gelişme Çağları. Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı.
- Özkan, M. (2013). Türk Dilinin Gelişme Alanları ve Eski Anadolu Türkçesi. Filiz Kitabevi.
- Sertkaya, O. F. (1995). Göktürk Tarihinin Meseleleri. Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü.
- Tekin, T. (2003). Orhon Türkçesi Grameri. Türk Dilleri Araştırmaları Dizisi.
- Togan, Z. V. (1981). Umumi Türk Tarihine Giriş. Enderun Kitabevi.
- Turan, O. (2009). Türk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi Tarihi. Ötüken Neşriyat.
- Useev, N. (2012). Yenisey Yazıtlarının Söz Varlığı ve Cümle Yapısı. Türk Dil Kurumu Yayınları.
- Yıldız, H. (2012). Eski Türk Yazıtlarında Birey ve Toplum. Türk Tarih Kurumu Yayınları.
- Zieme, P. (2005). Magische Texte des uigurischen Buddhismus. Berliner Turfantexte.
Üzgünüz, yanıt bulunamadı.
Cevaplamak için giriş yapın.